Organik Zeytinyağı ile Sofralara ve Bedenlere Dair Derin Bir Dönüşüm
Günümüzde sağlıklı ve sürdürülebilir yaşam arayışı, tüketici alışkanlıklarını önemli ölçüde değiştirmiştir. Bu dönüşümün merkezinde yer alan ürünlerden biri de organik zeytinyağıdır. Organik üretim, toprağın ve çevrenin kimyasallardan arındırılmış, doğal döngüye uygun biçimde işlenmesini şart koşar. Bu prensiplere göre yetiştirilen zeytin ağaçlarından elde edilen natürel sızma zeytinyağı, katkı maddesi içermez ve saf haliyle sofralara ulaşır. Sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda içeriğinde barındırdığı antioksidanlar ve vitaminler sayesinde fonksiyonel bir gıda olarak da değer kazanır.
Zeytinyağının bu özelliği, onu yalnızca bir yemeklik yağ değil, aynı zamanda çeşitli geleneksel kürlerin ana bileşeni yapmıştır. Bunlardan biri olan zeytinyağlı incir kürü, sindirim sistemi başta olmak üzere birçok yönden vücudu desteklemektedir. Bu kür, kuru incirlerin bir kavanozda naturel sızma zeytinyağında 7-10 gün bekletilmesiyle hazırlanır ve sabahları aç karna bir adet incir tüketilir. Bu karışımın, doğal lif oranı sayesinde bağırsak hareketlerini artırdığı düşünülmektedir.
Bunun yanında, mide sorunları yaşayanların sıklıkla başvurduğu bir diğer doğal çözüm ise zeytinyağlı kudret narıdır. Kudret narı meyvesi ezilerek naturel sızma zeytinyağı ile karıştırılır ve karışım birkaç hafta boyunca serin ve güneş görmeyen bir ortamda dinlendirilir. Organik yöntemlerle hazırlanmış olan bu kürün sindirim sistemini yatıştırdığı düşünülmektedir.
Zeytinyağının gücünün sadece içsel kullanımla sınırlı kalmadığını biliyoruz. Özellikle cilt bakımında etkili bir ürün olan kantaronlu zeytinyağı, sarı kantaron bitkisinden elde edilen güçlü etken maddeler sayesinde cilt tahrişlerini hafifletici etkiye sahiptir. Güneş yanıklarından egzamaya kadar birçok farklı cilt sorununda geleneksel olarak kullanılan bu karışım, organik zeytinyağı ile hazırlandığında doğallığı ve etkisi artmaktadır. Böylece zeytinyağı, organik üretimle birleştiğinde sadece bir yağ değil; sağlığın, doğallığın ve yaşam kalitesinin anahtarı hâline gelir.
